ABD, 1945 sonrası kurulan düzende birçok müttefikini ekonomik olarak destekliyordu. Bu anlamda birçok ülkeye kendi iç pazarını açmıştı. Örneğin Japon otomotiv sektörü savaş sonrası dönemde bu sebeple güçlenebilmişti. Ancak burada dikkat çekilmesi gereken nokta ABD’nin dünyaya verdiğinden fazlasını katbekat geri aldığıdır. ABD, sistemin merkezindeki hegemonik ülke olarak mevcut sistemin hem kurucusu hem de imtiyaz sahibi olma özelliğini taşıyor. Bu sebeple ABD, sistemde daha çok politik etki üretebiliyor, kendi çıkarları aleyhine gelişmelerin de önüne daha kolay geçebiliyor.