Derleyen: Betül Yasemin Keskin / Milliyet.com.tr – Dünyanın her köşesi kendine özgü iklim koşulları ve ekosistemlerle dolu. Bu sistemlerin içinde yaşayan her canlı da, bulunduğu çevreye ustaca uyum sağlamış durumda. Mesela, ılıman ya da sıcak iklimlerde yaşayan bir canlı için Antarktika’nın buz gibi sularında var olmak neredeyse imkânsızken, oranın deniz canlıları için bu soğuk bir tehdit değil, adeta evlerinin sıcaklığı gibi. Ancak bazen doğa, en dayanıklıları bile şaşkına çeviren sürprizler yapar. Tıpkı ‘Finger of Death’ (Ölüm Parmağı) gibi. İlk kez 1960’larda varlığı fark edilen bu gizemli doğa olayı, 2011 yılına kadar tam anlamıyla anlaşılamadı. Peki, bir buz parmağı gibi denizin derinliklerine uzanarak her şeyi öldüren bu doğa fenomeni gerçekte nedir?
51 YIL SONRA SONUNDA YAKALANDI
Birkaç yıl önce BBC’nin ‘Dünya’nın Muhteşem Mevsimleri’ isimli bir belgesel serisinde yayınlanan bölümde uzmanlar daha önce duydukları ancak bir türlü bulamadıkları ‘ölüm parmağı’nı sonunda buldular. Film ekibi ölüm parmaklarından birinin oluşumunu, ürkütücü bir şekilde deniz tabanına doğru sürünerek ilerlerken ve dokunduğunda yoluna çıkan her şeyi dondururken yakalamayı başardı. Aşırı soğuk ve hava tüplerini değiştirme zorunluluğu nedeniyle dalgıçlar tüm bir olayı fotoğraflamaya yetecek kadar uzun süre aşağıda kalamadılar ancak yine de okyanusun derinlerinde olup bitenleri gözlemleyebildiler. BBC’nin kadrajından tüm dünyaya gösterilen bu görüntüler ilk izleyen biri için bir bilim kurgu filminin parçası gibi hissettirebiliyor ancak bu görüntülerin başkahramanı denizin yüzeyinden içine giren, birkaç saat içinde büyüyen ve içinde tuzlu su bulunan bir buz tüpü, yani brinikül. Bizim bildiğimiz adıyla ‘ölüm parmağı.’
Alıntı Metni
‘İyi çekmiyor’ dedi, etrafını sardı! Günlerdir rekor kırıyor, folyo işe yarar mı?
YÜZEYDEN DERİNE İNİYOR, ANINDA DONDURUYOR
Briniküller en basit anlatımla tuzlu su ve buz sarkıtlarının birleşimidir. Okyanus yüzeyindeki buz iki elementten oluşur. Bunlardan ilki buz kristali, kristal nispeten saftır çünkü su dondurma işlemi sırasında tuzun çoğunu dışarıda bırakır. Geriye kalan ikinci element ise tuzlu sudur. Tuzlu su daha düşük donma sıcaklığı nedeniyle sıvı kalır ve gözenekli buz bloğunun içinde oldukça tuzlu olan tuzlu su kanalları oluşturur. Bu kanallar adeta bir boru gibidir. Bu deniz buzu çatladığında ve tuzlu suyu açık okyanuslara sızdırdığında bir tuzlu su birikintisi oluşur. Tuzlu su etrafındaki sudan daha ağır olduğundan, temas ettiği tatlı suyu dondururken okyanus tabanına batar. Bu süreç tuzlu suyun aşağı doğru büyümesini sağlar. Suyun yüzeyinden denizin tabanına doğru uzar da uzar. Tıpkı bir parmak şeklinde okyanusun derinlerine doğru ilerleyen ‘ölüm parmağı’ yani brinikül büyüdükçe, etrafındaki suyu dondurur, deniz kestaneleri ve deniz yıldızları gibi diplerde yaşayan canlılara kadar ulaşır. Bu ölüm parmağı öylesine soğuktur ki temas ettiği her şeyi anında dondurur ve canlıysa yaşamına son verir.
Alıntı Metni
‘BÜYÜK BİR TEHLİKE DEĞİL’
Oregon Eyalet Üniversitesi’nde okyanus ekolojisi ve biyojeokimya alanında yardımcı doçent olan Andrew Thurber ölüm saçan briküllerle ilgili şu açıklamayı yaptı:
Alıntı Metni
Okyanuslar daha önce hiç bilmediğimiz yeni canlı türleriyle ya da meydana gelen olaylarıyla bizi şaşırtmaya devam ediyor. Ölüm parmağı da okyanusun bize gösterdiği karanlık yanlarından bir tanesi.‘Ölüm parmağı’ son derece ölümcül olsa da, öldürdüğü canlıların miktarı da oldukça az daha geniş bir ekosistemde sorunlara yol açacak kadar tehlikeli görülmüyor.
‘İstanbul depremleri 250 yılda bir olmuyor’
Gaziantep FK – Fenerbahçe maçında tartışma yaratan kararlar! Eski hakemlerden penaltı ve kırmızı kart tepkisi