Ana Sayfa Gündem Aklında yokken kendini okyanusta buldu, 2 mülteci kurtardı! 'Para demeyen yalan söyler'

Aklında yokken kendini okyanusta buldu, 2 mülteci kurtardı! 'Para demeyen yalan söyler'

30
0
haberler , son dakika haberler , son dakika haber , haber , en son haber

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Doğma büyüme Mersinli olan Durmuş Karayer’in babası emekli memur, annesi ise ev hanımı. 4 kardeşi olan Karayer, Mersin’de orta halli bir ailede büyüdü. Eğitim hayatına ilk olarak Mersin’in bir köyünde başladı, sonra kardeşleriyle beraber eğitimlerini tamamlayabilmek için köyden Mersin’e taşındılar. Üniversiteyi ise İzmir 9 Eylül Üniversitesi’nde tamamlayan Karayer, 2018’den beri aktif olarak gemilerde çalışıyor. 5 yıldır evli ve 2 çocuk babası.

‘GEMİDE BAZI ŞEYLERİ 1 GÜN SONRAYA BIRAKAMAZSINIZ’

2010 yılında ilk üniversitesi olan Konya Selçuk Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği bölümüne başlasa da ‘Akdeniz çocuğu’ olarak denizsiz yaşamak ona çok zor geldi ve okulu bırakıp tekrar sınava girdi. “Bu mesleği seçene kadar böyle bir mesleğin varlığından bile haberdar değildim”diyen Karayer, “Normalde denizciler genellikle aile ya da çevre etkisiyle bu mesleği seçerler. Ancak benim tanıdığım hiç denizci yoktu. Sınava hazırlanırken tıp okumak istiyordum ama sınav sonucum sadece Doğu illerindeki tıp fakültelerine yetiyordu. İzmir ya da İstanbul’da bir okul tercih etmek istedim. Tercihlerim arasından İzmir 9 Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi’ni kazandım” diye konuştu.

Gemilerin tehlikeli çalışma alanları olduğuna dikkat çeken Karayer, “Bir hata yaptınız ve zarar gördünüz diyelim, karada olsanız hemen en yakın hastaneye gider ve tedavi olabilirsiniz. Gemideyseniz bazen en yakın hastane on binlerce mil uzağınızda. Helikopterle bile gelip sizi alsalar, bazen günler sürebiliyor. Gemide her zaman çözüme gidebilecek bir yol bulabiliyor olmanız gerekiyor. Bazı şeyleri asla 1 gün sonraya bırakamazsın. Örneğin geminin seyrine engel olacak bir ekipman arızalandığında, elinizde yeterli malzeme yoksa o ekipmanı çalıştıracak malzemeyi kendiniz üretmeniz gerekiyor” bilgisini paylaştı.

‘EN BÜYÜK MOTİVASYON KAYNAĞI PARA’

“En büyük motivasyon kaynağını hangi denizciye sorarsanız sorun, ‘para’ cevabını alırsınız. Eğer ‘para’ demiyorsa yalan söylüyordur”diyen Karayer, Denizcilik sektörü ülkemizde de dünyada da iyi para kazandıran bir sektör. Bu yüzden de tercih ediliyor. Bu sektörde çalışmaya başladığınızda karadaki yaşam standartlarınız ve ailenizin yaşam standardı oldukça iyileşebiliyor. Benim için de temel motivasyon para diyebilirim” diyerek şunları söyledi:

Alıntı Metni


‘KARAYA İNDİĞİMDE İNSANLAR ÜSTÜME ÜSTÜME GELİYOR GİBİYDİ’

Mühendislerin gemideki temel sorumluluklarının rütbelerine göre değiştiğine değinen Karayer, “Ben 2. mühendis olarak görev yapıyorum ve makinenin amiri konumundayım. Gemi makine dairesinde yüzlerce farklı ekipman var. Her birinin ayrı görevleri ve düzenli bakım tutum aralıkları var. En temel görevlerimden biri planlı bakım sistemini iyi işletebilmek ve her ekipmanı çalışır halde tutabilmek. Bunun yanında çevresel faktörlere dikkat etmek, personel güvenliğini sağlamak, diğer mühendislerin işlerini düzenli olarak takip etmek gibi birçok görevim de var” ifadelerine yer verdi.

Denizcilerin yalnız insanlar olduğunu söyleyen Karayer, “Uzun süre denizlerde kalmak insanı çok izole ediyor. Bu yüzden gemicilerin genelde psikolojik destek almaları çok kıymetli. Ben gemiden indikten sonra belli bir süre kara hayatına uyum sağlamakta zorlanıyorum. Bir gemimde 200 gün kalmıştım. Gemiden indiğim sırada da Christopher Nolan’ın Dunkirk filmi sinemalarda gösterime girmişti. Sinemaya giderken sokaklar o kadar kalabalıktı ki sanki herkes üzerime geliyor gibiydi. Filmi izlemeye başladım. Ancak film Christopher Nolan filmleri gibi değil. Bu adam böyle bir film mi yapmış diye düşündüm. Film ara verdi, dışarı çıktım ve bir baktım yanlış salona girip başka bir film izliyormuşum. Sonra bu böyle olmayacak deyip eve geri dönmeye karar verdim” diyerek gemide yaşamanın psikolojik boyutunu şu sözlerle anlattı:

Alıntı Metni


‘2 MÜLTECİYİ DENİZDE GÖRÜP GEMİYE ALDIK’

Unutamadığı bir anısını sorduğumuz Durmuş Karayer, 2 mülteciyi denizin ortasında bulup gemiye aldıklarını şöyle anlattı:

Alıntı Metni


‘İLERİDE GEMİDEN UZAK OLABİLİRİM AMA DENİZLERDEN UZAK OLAMAM’

Gemide çalışmanın aile üzerine ciddi etkileri olduğunun altını çizen Karayer, “Gemideki için de evde onu bekleyen için de ciddi izler bırakan bir durum. Neyse ki şimdi teknoloji çağındayız ve en azından iletişim kurabiliyoruz. İnsanlar aileleriyle sadece haftada bir kez görüşebiliyorlarmış. Ailenden uzak olmak her şeyi kaçırmak demek. Bazı denizciler düğünlerini kaçırıyorlar, bazıları çocuklarının doğumunu, doğum günlerini, ilk adımları. Eğer bir yakınınızı kaybederseniz, son yolculuğunu kaçırırsınız” dedi.

Mesleğe ilk başladığında, çalıştığı şirketin sadece Türk personel çalıştırdığını dile getiren Karayer, “Sadece Türk personelle çalıştığımız zamanlarda, kamara dışında hiçbir yerde terlik giyemezdik ya da eşofman veya şortla kamaradan çıkamazdık. Türk denizcilik örf adetleri. Ancak farklı milletlerden personele geçildikten sonra bu yasakları getiren kaptanlar bile şortla terlikle gezmeye başladılar gemide. Beni en çok zorlayan konu ise, aşçının Türk yemeklerine aşina olmaması. Diğer her konu kolay aşılabiliyor ama yemekler konusunu aşmak biraz zor oluyor” bilgisini paylaştı.

Mesleki gelişim açısından odaklanmayı planladığı alanları sorduğumuz Karayer sözlerini, “Haftalık, aylık, yıllık ve 5 yıllık planlarım var. Baş mühendislik, benim mesleğimde gelebileceğiniz en üst nokta. Bu çalışma hızıyla gidersem 2 yılda bu noktaya gelebileceğime inanıyorum. Sonrasında baş mühendis olarak biraz tecrübe edindikten sonra gemilerde çalışmayı bırakmayı düşünüyorum ama sektörden uzak kalmaya niyetim de yok. Yani gemilerden uzak olur ama denizlerden uzak olmaz benim için” diyerek noktaladı.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz