Obezite ve diyabet genellikle karaciğer sağlığını gölgede bırakır, ancak karaciğer her iki durumda da önemli ölçüde strese girer ve potansiyel olarak alkolsüz yağlı karaciğer hastalığına yol açar. Yağlı karaciğer hastalığının erken evreleri genellikle asemptomatiktir ve bu da rutin kontrolleri hayati hale getirir.
Obezite veya diyabetli kişiler kan şekeri veya kilo kontrolüne odaklanma eğilimindedir, ancak karaciğer her iki hastalıkta da en çok strese giren organlardan biridir ve genellikle göz ardı edilir.Doktorlar, karaciğerin uzun yıllar stres altında kalması durumunda, tedavi edilmezse karaciğer sirozu veya hatta karaciğer yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara ilerleyebilen bir durum olan alkolsüz yağlı karaciğer hastalığına neden olabileceğini ekliyor.Karaciğer, vücudun enerji depolama ve harcama biçiminde önemli bir rol oynar. Özellikle karında çok fazla yağ olduğunda veya yüksek kan şekeri zamanla bu şekilde kaldığında, karaciğerde yağ birikmeye başlar. Bu, karaciğerin işlevini azaltır ve iltihaplanmaya neden olur. Tıbbi uzmanların açıkladığı gibi, sürecin kendisi genellikle başlangıçta semptomatik değildir ve bu da onu zorlaştırır. Semptomlar, önemli bir zarar meydana gelmiş olabileceği zamana kadar ortaya çıkar.Doktorlar yaşam tarzı değişiklikleriyle başlamayı öneriyor. En büyük adımlardan biri kilo kontrolüdür. Yüzde beş ila on kilo kaybı bile karaciğer yağını önemli ölçüde azaltabilir. Günlük egzersiz, hatta beş günde bir 30 dakikalık yürüyüş bile uzun bir yol kat etmenize yardımcı olabilir. Çok sert bir şey olması gerekmez, önemli olan düzenli olmaktır. Yeme alışkanlıkları da önemli bir katkı sağlar. Klinisyenler daha fazla tam tahıl, meyve, sebze ve yağsız protein tüketmenizi ve tatlı, kızarmış yiyecekler ve kırmızı et alımını azaltmanızı önerir. Tatlandırılmış gazlı içecekler ve yüksek meyve suları gibi içecekler, özellikle diyabet veya obezite ile uğraşan bir birey için faydadan çok zarara neden olabilir.Kan şekerinin kontrolü de önemli bir husustur. Aşırı kan şekeri seviyeleri uzun vadede daha fazla karaciğer hasarına neden olabilir. Klinikçiler genellikle şeker seviyelerini düzenli olarak izlemeyi, reçeteli ilaçlara doğru zamanda uymayı ve öğün atlamamayı önerir. Tedavi programına insülin veya başka ilaçlar dahil edilirse, rutine uymaya dikkat etmek önemlidir. Elbette, GLP-1 reseptör agonistleri gibi belirli diyabet ilaçlarının karaciğer yağını gerçekten düşürebileceğinden de bahsedilmelidir, ancak yalnızca bir doktorun gözetiminde.Alkol kaçınılmalı veya mutlak minimuma indirilmelidir. Yağlı karaciğer hastalığı alkolden kaynaklanmasa da, karaciğer zaten tehlikedeyse, minimal alım bile karaciğer hasarını şiddetlendirebilir.Rutin kontroller gerçekten yardımcı olabilir. Karaciğer sorunları her zaman başlangıçta semptomlar göstermediğinden, doktorlar karaciğer sağlığını takip etmek için rutin karaciğer fonksiyon testleri veya ultrasonlar önerebilir. Herhangi bir erken hasar kanıtı varsa, sorun ciddileşmeden önce tedavi rejimi değiştirilebilir.Uzmanlar, bazı dikkatli günlük rutinlerle karaciğere yönelik tehdidin önemli ölçüde azaltılabileceğini düşünüyor. Mükemmel bir rejime bağlı kalmak değil, dikkatli olmak ve günlük olarak iyi bilgilendirilmiş kararlar almak meselesidir. Obez veya diyabetli kişiler için karaciğeri korumak ek bir aktivite değildir; bir bütün olarak sağlıklı olmanın temel bir bileşenidir.