Prof. Dr. Bayram Murat Asma, konferansta ağaçların sağlıklı mı yoksa sıkıntı içinde mi olduğunu belirlemeye yönelik analiz yöntemlerini ele aldı. Prof. Dr. Asma, 11-12 Nisan tarihlerinde yaşanan ve kayısı ağaçlarında büyük zarara yol açan don olayı sonrası, üreticilerin ağaçlarının canlı olup olmadığını nasıl anlayabileceklerini anlattı.
Prof. Dr. Asma, 1993, 2004 ve 2014 yıllarında da şiddetli don olaylarının yaşandığını hatırlatarak, ‘Ancak bu yıl yaşanan afet, bugüne kadar gözlemlediğimiz en şiddetlisi’ dedi. Adveksiyon ve radyasyon donunun aynı anda gerçekleştiğini belirten Asma, 11 Nisan gecesi Balkanlar'dan gelen soğuk hava dalgasının, akşam saatlerinden itibaren Malatya genelinde sıcaklıkları mevsim normallerinin 13 derece altına düşürdüğünü ifade etti.
Malatya'nın önemli kayısı üretim merkezlerinden Akçadağ, Darende ve Balaban'da sıcaklıkların -10 ile -13,5 santigrat derece arasında ölçüldüğünü aktaran Asma, özellikle Balaban bölgesinde kayısı ağaçlarının büyük zarar gördüğünü belirtti.
Ağaçların Canlılığı Nasıl Anlaşılır?
Don sonrası ağaçların canlı olup olmadığını anlamanın basit bir yöntemi olduğunu belirten Prof. Dr. Asma, şu bilgileri paylaştı:
‘Bir yıllık sürgünlerde ya da gövdede bıçağın ucuyla kabuk kısmını, havucun kabuğunu soyar gibi sıyırarak alttaki tabakaya bakın. Eğer altta beyaz veya yeşil bir doku varsa, o dal canlıdır ve büyük olasılıkla yeniden sürgün verecektir. Odun dokusunda siyahlaşma olsa bile bu dal zamanla yeniden canlanabilir.’
Üreticilere aceleyle budama yapmamaları konusunda uyarıda bulunan Asma, zamanla dallarda gözlerin uyanabileceğini ve yapraklanmanın başlayabileceğini söyledi. Özellikle Kaba Aşı çeşidinde yan ve üst dallarda canlanma görülürken, Hacıhaliloğlu çeşidinde ise merkezden dikine büyüyen dallarda geç de olsa yapraklanma olacağının gözlemlendiğini belirtti.
‘Ağaçların bazı kısımları zarar görse bile, yaşlı dallar canlı kalabilir. Sabırlı olunmalı, gözlemler devam etmeli’ diyerek sözlerini tamamladı.