Fīlius: Kaos Tanrısı, yalnızca bir fantastik kurgu değil, aynı zamanda iyilik ve kötülüğün savaşının dünya genelinde nasıl derinleştiğini ve tüm insanlık için bir dönüm noktasına dönüşmesini anlatan destansı bir hikye. Kitap, kaosun içinde yükselen kadın karakterlerin öyküleri aracılığıyla, zihinlerdeki ve toplumdaki ayrışmaları, bölünmeleri ve direnişi sürükleyici bir şekilde gözler önüne seriyor.
Yeni Dünya Düzeni ve İyiliğin Evrensel Mücadelesi
Fīlius'ta, insan müdahalesiyle yaratılan kaotik olaylar, insan doğasının zayıflıklarıyla yüzleşmeyi simgeliyor. Tarikatların güç birliği yapması ve kötülüğün aynı amaç etrafında birleşmesi, iyilerin ise dini, dil, sınıf ve mezhep farklılıkları yüzünden bölünmesi, toplumsal çözülme ve geç kalmışlık hissi, dünyayı tehdit eden en büyük tehlikelerden birine dönüşüyor. İyiliği savunanlar, insanlık için mücadele edebilmek adına zorlu yollara başvurmak zorunda kalıyor.
Özdemir, kitabın ilhamını şu sözlerle açıklıyor: ‘Bu hikye, insanlığın içine hapsolduğu bir uykudan uyanma cesaretiyle ilgili. Karanlık bazen, gerçek aydınlığa ulaşmanın tek yolu olabilir. Çünkü kötü bir yönetim, yalnızca kendi halkını etkilemekle kalmaz; kötü yönetimler, dünyanın dört bir yanında başka halkların da kaderini şekillendirir. Artık iyilerin eylemi tüm dünyada etkisini yaymalı ve bu savaş küresel bir boyuta taşınmalıdır. Kadın karakterlerim, kendi zincirlerini kırarken, okuyucuya şu soruyu sorduruyor: Kendi hayatımı gerçekten ben mi yönetiyorum, yoksa başkalarının koyduğu kurallar içinde mi yaşıyorum?’