İsrail ordusunun Gazze kentindeki El-Ehli Baptist Hastanesi’ni hedef alan saldırısının yankıları devam ediyor. Saldırı sonucunda hastane bünyesinde bulunan Gazze Şeridi’nin tek genetik laboratuvarı ağır hasar gördü.
İsrail’in, Gazze Şeridi’nde 7 Ekim 2023’ten bu yana yürüttüğü soykırımın en önemli boyutunu oluşturan “sağlık soykırımının” son örneği, kuzeyde tam kapasite hizmet veren tek hastane olma özelliği taşıyan El-Ehli Baptist Hastanesi’ne düzenlenen saldırı oldu. İsrail bu saldırıda, Filistinlilerin sağlık hizmetine erişimini engellemek amacıyla özellikle hastanedeki acil servis, poliklinikler, eczane ve genetik laboratuvarını vurdu. Genetik ve kalıtsal hastalıkların teşhisinde kritik rol oynayan laboratuvar da bu saldırılarda kullanılamaz hale geldi. HASTALAR SAĞLIK HİZMETİNDEN MAHRUM EDİLDİ El-Ehli Baptist Hastanesi’nde Ortopedi uzmanı Fadıl Naim Naim, 13 Nisan gecesi yaşanan saldırıda hastanenin aldığı zararı ve bunun sağlık sistemi üzerindeki yansımalarını anlattı: “El-Ehli Baptist Hastanesi, Gazze’nin kuzeyinde acil servis hizmetinin omurgasını teşkil ediyordu. Tam teşekküllü bir hastaneydi. Yoğun bakım ünitesi ve 7/24 saat çalışan ameliyathanesi ile tam bir sağlık hizmeti veriyordu. Saldırıda, hastane bünyesindeki genetik laboratuvarı, acil servis, poliklinikler, radyoloji ve eczane bölümü zarar gördü. Acil servis hizmet veremez oldu. 300’ü aşkın hasta ve yaralı tedaviden mahrum kaldı ve diğer hastanelere nakledildi. Hastanenin hizmet dışı kalmasıyla özellikle kuzeydeki halk, sağlık hizmetinden mahrum kalmış oldu.” GAZZE’NİN TEK GENETİK LABORATUVARIYDI İsrail’in saldırısında hastaneye verilen en büyük zarar acil servisin yanı sıra Gazze Şeridi’nin tek genetik laboratuvarı oldu. Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin genetik hastalıklarının sebeplerinin araştırılıp tedavi edilmesi amacıyla bu laboratuvarı kurmaya karar verdiklerini kaydeden Naim, “Savaş başlamadan önce bu laboratuvarı açmak üzereydik ancak saldırıların başlamasıyla açamadığımız gibi son saldırıyla da tamamen bu laboratuvardan mahrum kaldık. Şuan laboratuvardaki alet ve cihazlar kullanılamaz durumda.” dedi. Laboratuvarı kurmadan önce hastalardan aldıkları numuneleri Kudüs’teki Makasıd Hastanesi, Batı Şeria ya da dışarıdaki hastanelere gönderdiklerini ifade eden Naim, şöyle devam etti: “Genetik laboratuvarında pek çok genetik hastalık araştırılıp, sebepleri bulunmaya çalışılıyordu. Yine tüp bebek alanında da bu laboratuvara başvuruyorduk. Çünkü gebelikle ilgili sorunların çoğunun kökeninde de genetik oluyor. Bu laboratuvar aracılığıyla sorun tespit edilip tedavi uygulanıyordu.” Naim, uluslararası toplumdan, uluslararası hukuk ve Cenevre Sözleşmesince korunan hastaneleri ve sağlık çalışanlarını hedef almaması konusunda İsrail’e baskı uygulamaya çağırdı ve hastaların sağlık hizmeti almasının bir insan hakkı olduğunu vurguladı.