Malatya Bilgi Yolu Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM), 'İz Bırakanlar' panel serisine Malatya'nın önemli kanaat önderlerinden merhum Ramazan Keskin Hoca'yı anarak başladı. Murat Nalçacı'nın moderatörlüğünde gerçekleşen panele konuşmacı olarak Hoca'nın oğlu Vaiz Davut Keskin, Emin Yücetaş ve Hakan Ertürk katıldı. Panelde, 'İlham Veren Bir Yaşam Ramazan Keskin' başlığı altında Keskin Hoca'nın davası ve etkileri derinlemesine ele alındı. Panelde, Ramazan Keskin Hoca'nın hayatı boyunca İslam'a olan bağlılığı, ilmi derinliği, birleştirici çabaları ve fikir dünyasına yaptığı katkılar çeşitli yönleriyle anlatılarak, hatırası yad edildi.
Müslümanların En Büyük Düşmanı; Cehalet, Fakirlik ve Tefrikadır
Ramazan Keskin Hoca'nın oğlu Davut Keskin, babasının eleştiri anlayışını aktarırken, ‘Bize eleştiriyi şöyle bir örnekle öğretmişti: 'Müslümanların en büyük düşmanı ne Amerika'dır, ne Rusya'dır, ne Çin'dir… Müslümanların en büyük düşmanı cehalet, fakirlik ve tefrikadır.' Türkiye'yi ve dünyayı kurtarmak için yola çıktığımızda farklı cemaat ve gruplara gittik. Ancak gördük ki herkes kendi küçük dünyasından memnundu, büyük bir birliktelik düşüncesi yoktu. Hocamız, Müslümanların her koşulda birliğinden yanaydı ve küçük anlaşmazlıklarla ayrışmaya karşıydı. Aile içinde, dost çevresinde veya Müslümanlarla yaşadığı kırgınlıkları tek başına yaşar, bunları kitlesel bir soruna dönüştürmezdi,’ ifadelerini kullandı.
Fikir Dünyamda İnkılap Yapan İki İnsandan Biriydi
Hakan Ertürk ise Ramazan Keskin Hoca'nın vefatının kendisi üzerindeki derin etkisini anlatarak, ‘Hocamızı 2022'de kaybettik. Yoğun bakım önünde haber beklerken İlhan Geçit hocam vefat haberini verdi. Ancak ben hocamı o an değil, bir süre sonra İslami bir meselede cevap ararken, onu arama isteğiyle vefat haberinin zihnimde kesişmesiyle gerçekten kaybettim. Çünkü İslami bir konuda danışacağım ilk kişiydi. Verdiği cevaptan asla şüphe duymazdım. Yıllarca süren sohbetlerimizde bizi kalıpların dışına çıkarıp düşünmeye teşvik ederdi. Çünkü o, Allah'ın ayetlerini ve Resulullah'ın uygulamalarını hadsizce ele almaz, aksine çok sorgular ve eleştirirdi. Sorgulayıcı yapısı sayesinde benim fikir dünyamda inkılap yapan iki insandan biriydi; diğeri de Aliya İzzetbegoviç'ti. Kanaatimce Müslümanların bu iki değerli insanı çok iyi tanıması gerekiyor’ dedi.
Davasında Her Zaman Keskin ve Kızgın Bir Güçtü
Emin Yücetaş da Ramazan Keskin Hoca ile İslam'ı tebliğ yolunda verdikleri mücadeleyi ve Hoca'nın etkisini dile getirerek, ‘Malatya'mızın İslam anlayışı açısından 70'li yıllardan vefatına kadar pek çok kişiyi aydınlatmış, rehberlik etmiş, etkilemiş ve onlardan etkilenmiş, ruhlarda ve gönüllerde iz bırakmış bir kardeşimizdi. Küfrün hoşlanmadığı ama Müslümanların şerefle kabul ettiği bir şahsiyetti. Ramazan Keskin, Allah'ın emirlerini yerine getirme konusunda adeta bir ateş gibiydi ve bu sıcaklığını karşısındakine yansıtabiliyordu. Bu özelliği hayatının sonuna kadar devam etti. Davasında her zaman keskin ve kızgın bir güç, bir beyindi. 1966-1973 yılları, Ramazan Keskin kardeşimle birlikte İslam'ın mutlak bir şuur olduğu bilinciyle koşturduğumuz, okuduğumuz yıllardı. Onda kanının son damlasına kadar mücadele etme hırsı vardı’ şeklinde konuştu.