Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – İstanbul, Inrix’in 2024 Trafik Analizi Raporu’na göre dünya genelinde en yoğun trafiğe sahip şehir ünvanını aldı. Pek olumlu olmasa da bu ünvan bazı dikkat çekici istatistiklere de yansıdı. 1 sürücü yılda ortalama 105 saatini trafikte geçiriyordu. Bu da kaybedilen zamanı gözler önüne seriyordu. Ancak bazen ne olursa olsun o trafikte ‘acil’ ya da hızla bir noktaya ulaşmak istendiğinde ortaya bambaşka manzaralar çıkıyor. Kazalar, arızalar ve trafik kavgaları… 23 Nisan günü de Silivri açıklarında 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından trafik yoğunluğu yüzde 100’ü bulmuştu. Araç sayısı arttıkça yoğunluk, yoğunluk arttıkça kazalar ve arızalar da sık görülüyordu. Ancak sosyal medyada yayılan videolarda dikkat çekici bir iddia vardı! Nasıl olur da depremden sonra onlarca ‘otomatik’ araç arıza verebilirdi? Mekanik bir sistem aslında en az kar ve yağmur kadar normal olan bir doğa olayına nasıl yenilirdi? Yoksa bu yenilgi depreme değil de her gün saatleri çalan trafik yoğunluğuna ve yakıt türüne mi bağlıydı? Kocaeli Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çınar ve Kocaeli Üniversitesi Otomotiv Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hakan Köylü arızaların arkasındaki gerçeği Milliyet.com.tr’ye anlattı.
DEPREME DEĞİL, TRAFİĞE YENİLDİLER!
23 Nisan 2025 tarihinde saat 12.49’da meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremden sonra binlerce İstanbullu sevdiklerine ulaşmak ve onlardan iyi bir haber alabilmek adına yola koyulmuştu. Binlerce aracın aynı anda yola çıkmasının elbet kaçınılmaz sonuçları olacaktı. Ortaya çıkan panik havası, sürücülere zor anlar yaşatıyordu. Ancak sosyal medyada yayılan videolar bugüne dek hiç görülmemiş iddiaları sıralamıştı. Otomatik vitesli onlarca araç arka arkaya arıza vermişti. Sürücülerse 6.2’nin yaşattığı paniğin etkisiyle bunun deprem kaynaklı olabileceğinden korkuyordu. Halbuki yaşanan arıza Prof. Dr. Ali Çınar’ın da,“Araç arızasının depremle herhangi bir ilişkisi olamaz. Deprem bir doğa olayıdır. Araç, bu doğal olayla hiçbir bağlantısı olmayan bir makinedir” diye ifade ettiği tamamen mekanik sebeplerle yaşanıyordu. Doç. Dr. Hakan Köylü’ye göre de yaşananların perde arkasında depremin manyetik gücü yoktu. Doç. Dr. Köylü, “Günümüz araçlarında manyetik uyumluluk testi regülasyonlar kapsamında gerçekleştirildiği için araçta bulunan sensörlerin veya elektronik sistemlerin manyetik alandan etkilenmesi oldukça zordur. Araçta oluşan arızanın depremle ile ilgisi, depremden kaynaklı olarak oluşan yoğun trafiktir. Depremin, oluşan arızalar ile ilgili herhangi bir bağlantısı bulunmuyor” diyor. Yani yaşananların sebebi İstanbul depremi değil, İstanbul’un ta kendisiydi!
Alıntı Metni
DEPREMDEN SONRA UZUN KUYRUK! HEPSİ OTOMATİK
Her ne olursa olsun yaşanan arızaların başrolündeki araçlar, otomatik vitesliydi. Bu da akıllara yoğun trafikte otomatik vitesin dezavantaj olup olmadığı sorularını getiriyordu. Uzmanların açıklamalarına bakıldığında ise sorunun cevabı netti! Tek bir detaya dikkat edildiğinde otomatik vites, dünyanın en yoğun araç trafiğine sahip olan İstanbul’da da avantajlıydı. Prof. Dr. Ali Çınar’a göre bu detay ‘bakımda’ saklıydı. Prof. Dr. Çınar, “Bakımı zamanında, eksiksiz ve doğru yapılırsa, ayrıca doğru kullanılırsa otomatik şanzıman her koşulda daha avantajlı bir şanzımandır. Trafiğin yoğun olması herhangi bir dezavantaj oluşturmaz” diyordu. Doç. Dr. Hakan Köylü’nün de açıklamaları benzer şekilde. Doç. Dr. Köylü konuya ilişkin şu sözleri söylüyor:
“Bakımı zamanında, eksiksiz ve doğru yapılırsa, ayrıca doğru kullanılırsa otomatik şanzımanlar her koşulda daha avantajlı bir şanzıman olmasının yanında çift kavramalı yarı otomatik vites kutularının vites değişimleri milisaniye mertebesinde oldukça hızlı olduğundan yakıt tüketiminin yanında egzoz emisyonlarını de azaltılabilir. Yoğun trafik, tam otomatiklerde ve yarı otomatiklerde vites konumu N ye alınmadığında veya fren pedalına tam olarak basılmadığında özellikle yarı otomatiklerde bulunan kavramalarda oluşan ısı aracın durdurularak soğumasını gerektirdiğinden sorunlara neden olabilir. Bu sorun, vites kutusundan kaynaklı olmayıp sürücülerin kullanım hatasından kaynaklı olduğu için vites kutusu açısından dezavantaj teşkil etmez. Böylelikle otomatik viteslerin doğru kullanılması durumunda, trafiğin yoğun olması herhangi bir dezavantaj oluşturmaz.”
Son dakika | Naci Görür, İstanbul depremiyle ilgili oran verdi: Yüzde 47
‘ARIZALANMAMASI İÇİN ‘N’E YAPILMALI’
Yoğun trafikte otomatik vitesli araçların arıza vermesi konusunda Prof. Dr. Ali Çınar, en çok da ‘kullanım hatasına’ dikkat çekiyor. “Peki yoğun trafikte otomatik araçların arızalanmaması için ‘ne’ yapmamız gerekiyor?” diye soruduğumuzda ise cevap yine ‘N’ oluyor! Doç. Dr. Hakan Köylü’ye göre de kullanım hataları nedeniyle meydana gelen arızalarda, vitesin çalışma prensibi de önemli. Her otomatik araç aynı koşulda arızalanmıyor. Peki ama neden?
Alıntı Metni
Peki yoğun trafikte arıza uyarısı almamak için ‘ne’ yapılmalı? Doç. Dr. Hakan Köylü şöyle açıklıyor:
“Yoğun trafikte arızaya neden olan sorun araç duruyorken fren pedalına tam olarak basılmaması veya ‘N’ konumuna alınmamasından ortaya çıkar. Hâlbuki yoğun trafikte sık dur kalklarda araç durduktan sonra vites ‘N’ konumuna alınmış olsaydı, aracın yükü vites kutusundan alındığı gibi kavramanın tekerlek ile bağlantı kesildiğinden tam kavraşma halindeki kavramada sürtünme olmayacağı için ısınma sorunu da ortadan kaldırılabilecekti. ”
Yatırımcılar dikkat! Gram altında sert düşüş sonrası iki kritik tahmin
OTOMATİK NE KADAR AVANTAJLI? YAKIT TÜRÜ İŞİ DEĞİŞTİRİYOR
Doğru kullanılırsa ve bakımı zamanında, eksiksiz şekilde yapılırsa otomatik şanzımanlı araçların avantajlarının daha fazla olduğunu vurgulayan uzmanlar, aracın kullandığı yakıtın ne olduğunun önemli olduğuna da dikkat çekiyor. Otomatik araçların başta kullanım kolaylığı olsa da trafik yoğunluğu fazla olduğunda hangi aracın nasıl kullanılması gerektiğine dair soru işaretleri var. Doç. Dr. Hakan Köylü yakıt türleri hakkında bilgiler verirken, gelişen teknolojiyle otomatik vites araçların dezavantajlarının da azaldığını belirten Prof. Dr. Ali Çınar, otomatik araçlarla ilgili avantajları sıraladı.
Prof. Dr. Ali Çınar, “Her durumda otomatik şanzımanlı araçların avantajları dezavantajlarından daha fazladır. Otomatik şanzımanlı araçların en büyük avantajları daha konforlu bir sürüşe sahip olmalarıdır. Bu şanzıman tipine sahip araçlar, özellikle trafik ışıkları ve yoğunluğun çok olduğu şehir içi trafikte kullanım kolaylığı sağlar. Vites geçişleri sırasında manuel vitesli araçlara oranla daha konforlu olan otomatik şanzımanlı araçlar, yokuşlarda ve eğimli yollarda da sürüş rahatlığı sunar. Sürücünün dikkatine ihtiyaç duymadan motor gücünü dengeleyen ve vites geçişlerini sağlayan otomatik şanzımanlı araçlar, uzun yollarda da kullanım kolaylığı sunar. Otomatik şanzımanlı araçların dezavantajları ise manuel şanzımanlı araçlara oranla daha geç hızlanmaları, rutin bakım ve tamiratlarının daha yüksek maliyetli olmasıdır. Otomatik şanzımanlı araçların manuel şanzımana sahip araçlara göre dezavantajlarından biri de daha fazla yakıt tüketmeleridir. Ancak gelişen son teknolojilerle bu dezavantaj kısmen azalmıştır” diye konuştu.
Ya yakıt türüne göre yoğun trafikte yaşanacak arızalarda bir değişiklik olur mu? Bu sorunun cevabını da Doç. Dr. Hakan Köylü şöyle veriyor:
Alıntı Metni
Survivor Pınar Saka elendi! Müzisyen eşi Erhan Seçkin’den romantik paylaşım geldi